Edebiyat ve Yazılım
Yazılım nedir; elektronik cihazların, tanımlanmış bir işi gerçekleştirebilmeleri için bilgisayar dilinde hazırlanan komutlarına verilen isme yazılım denir.
Elektronik cihazların çeşitlenmesi ve hayatımızın pek çok alanında kullanılmasıyla hemen her alanda etkisini göstermiştir. Edebiyat alanında da cihazlar hissedilir derecede yer almaktadır.
Teknolojik aletler ve yazılımlar, bilginin özümsenmeden tüketilmesi gibi olumsuz sonuçlara sebep olabilse de bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma noktasında hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri konumuna gelmiştir. Bu teknolojik aletler ve yazılımlar, her geçen gün hayatımızın orijinine yerleşme eğilimi göstermeye devam etmektedir.
Bu eğilimden edebiyatın nasibini almaması söz konusu olamazken hiç tahmin edemeyeceğimiz noktalara ulaştığı da aşikârdır.
Bugünkü koşullar düşünüldüğünde 15-20 yıl önce hayal dahi edemediğimiz uygulama ve yazılımları kullanıyor olmamız, geleceğe dair fikirlerimizi sınırlamamamız gerektiğinin bir göstergesi.
Bu yazımızda, edebiyat alanında yazılım noktasında neler yapıldı ve yapılabilir bağlamında birkaç saptama ve öngörüde bulanacağız.
En çarpıcı örnekle başlayarak ufkumuzu geniş tutmaya çalışmakta fayda var. Bu sebeple ilk bahsedeceğimiz yazılım bir yapay zekâ ürünü. Japon araştırmacılar tarafından tasarlanan bir yazılım ile yapay zekâ ürünü ilk roman yazıldı. Ana hatları, karakterleri ve bazı cümlelerin tanımlandığı eseri yapay zekâ yazmıştır. Nobel’de son derece iddialı olması bu yönde çalışmaların artarak devam edeceğinin bir göstergesidir. Yani insan muhayyilesi en aza indirilerek makine elinden çıkan ilk romana sahip olmamız, “insan eliyle, insan için” şeklinde sınırladığımız edebiyatın tanımını da güncellemek gerektiğinin bir belirtisidir.
Bir eser PDF formatında taranarak milli kısaslara göre tasarlanan ve yazılımsal alt yapısı hazırlanan programa yüklenerek eser üzerinde çeşitli saptamalara ulaşılabilmesi mümkün. Örneğin; daha önceki okumalarda çıkan anlamı bilinmeyen kelimeler önceden saptanarak okuma esnasında anında manasına ulaşılabilir. Bunu online sözlüklerle entegre bir biçimde yapması da günümüz şartlarında son derece kolaydır.
Aynı metin programa yüklenerek kelime ve cümle yapılarının analizinin yapılması ve bu sayede bir dildeki kelimelerin kullanım sıklığının, yaş gruplarının kelime beğenisinin ve anlamlandırma becerilerinin belirlenmesi mümkündür.
Programa yüklenen metinin telif sahibi kişinin yazı alışkanlıklarının belirlenmesinde programın basit işlemlerle bunu gerçekleştirmesi olanak dâhilindedir. Bu sayede daha önce bu yazara ait bir eser okumayan bir kişinin yazarın dil ve üslup şekli hakkında ön bilgi sahibi olması mümkündür.
Yazılım sayesinde eserde bahsedilen konu ve kahramanlarla benzerlik gösteren başkaca eser ve kişilerin bilgisine ulaşmak son derece kolaydır.
Yeni her sayfa için veya bölüm için beğeni butonları yardımıyla okur kitlesinin hangi konularda daha çok beğeni sahibi olduğu noktasında analiz yapılabilir.
Güvenirliğinin sağlamasını tam mümkün olmasa da okur kitlesinin yaş, mekân ve eğitim durumuna göre okuma alışkanlıklarının tespiti noktasında bir yazılım kullanılması işten bile değildir.
Oxford İngilizce Sözlüğü benzeri bir e-sözlük yazılımı ile bir kelimenin tarihsel süreç içinde anlam çeşitlerinin yansıtılması son derece verimli bir çalışma olabilir.
Son olarak Türk edebiyatı bir bütündür ve bilinmeyen bir tarihte başlayıp varlığını sürdürmektedir. Geçen süre içinde pek çok sanatçı yetişmiş ve yetişmeye devam etmektedir. Geçmiş dönemlerde yaşamış ve ismi antolojilerde kalmış pek çok şairimizin olduğu bir gerçektir. Bu olanaklar dahilinde Türk Edebiyatı Bibliyografik Veri Tabanı oluşturularak bu isimlerin gün yüzüne çıkarılıp unutulmasının engellenmesi ise elzem durum arz etmektedir.
Hüseyin Bey, yazınız özel ilgi ve çalışma alanıma girdiği için yazınızı ilgiyle okudum. Türkçede bu sahayla ilgili henüz fazla yayın yok. Burada ele almanız yabancı kaynaklardan faydalanamayan insanlarda da ön bilgi oluşmasını sağlayacaktır. Ancak bahsettiklerinizin bir kısmı işin edebiyat ayağından çok dil ayağını ilgilendiriyor. Ayrıca sözlük ve biyografik veritabanı ile ilgili tasarılarınız da halihazırda gerçekleştirilmiş projeler. Selamlar.
Fatih Bey, öncelikle teşekkür ederim. Pek değinilmiş bir konuydu. En azından bu hakkında araştırma yapacaklara işaret fişeği vazifesi görür diye düşünmüştüm.
Dil ile edebiyatın çok farklı alanlar olmadığı aksine birbirini destekleyen ve geliştiren dallar olduğu kanaatindeyim.
Ocak ayı sonunda Milli Eğitim Bakanı Sayın Selçuk, güzel bir noktaya temas etti. Ifadelerinde ilk okul çağına hitap eden bir eser yazılmak istense hangi kelimelerin kullanılması gerektiğini gösteren bilişsel ve pedagojik bir çalışmanın henüz yapılmadığından dem vurdu. Bunun zaman kaybetmeden yapılması gereken bir çalışma olduğu düşüncesindeyim zira çocuklara kitap okuma alışkanlığı onların beğenilerini göz önünde bulundurarak kazandırılabileceğini sanıyorum.
TDK’nin derleme ve güncel sözlük çalışmalarından bilgim var ancak bunu bu kurum dışında tam manasıyla gerçekleştiren bir kurum veya kuruluş bilmiyorum (Galiba benim gerekli araştırmayı yapmamamdan kaynaklanıyor). Sayın Isa Sarı Bey bibliyografik bir çalışmaya başlamıştı ne kadar olgunlaştırabildi o bilgiye de vakıf değilim.