TDK Sözlük’te Hem Bitişik Hem Ayrı Yazılan Kelimeler
Yazım kuralları, dilin doğru ve anlaşılır bir şekilde kullanılması için belirlenmiş olan kurallardır. Bu kurallar, kelimelerin yazılışını içerir ve dilin yazılı olarak doğru bir şekilde sunulmasını sağlarak yazılı olarak aktarılmasına olanak verir. Yazım kurallarına uygunluk, metinlerin anlaşılır ve profesyonel görünmesini sağlar. Bu durum yazıya ve yazana değer katar.
Yazım kurallarının uyulmaması, çeşitli olumsuzlukların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bunlar arasında anlam karışıklığı, iletişim sorunları, profesyonellik ve güvenilirlikten uzaklaşma, akademik ve eğitimsel başarının düşmesi, görsel ve estetik bozukluk olabileceği gibi yasal ve resmî belgelerde yapılan yazım hataları telafisi güç durumlara sebebiyet vermektedir. Yazım kurallarına dikkat edilmesi ve doğru bilgilerin yaygınlaşması önemlidir. Bu kurallar, dilin zenginliğini ve güzelliğini korumanın yardımcı olmasını, etkili ve doğru iletişimi sağlar.
Yazım kurallarının yaygınlaşması ve doğru yazım alışkanlıklarının benimsenmesi için çeşitli adımlar atılabilir. Bunlar arasında eğitim ve öğretimde bu konuya daha fazla yer verme, okuma alışkanlığı kazandırma, dijital araçlar ve teknolojide yazım kurallarına dikkat edilmesi, kampanyalar ve farkındalık oluşturma, ödüllendirme ve teşvik, örnek olma, medya ve yayıncılıkta standart dilin oluşturulması ve editörlerinin dikkatli tutumları, redaksiyon çalışmalarında yayıncılık standartlarına uygunluk ve azami dikkat gösterilmesi yazım kurallarının yaygınlaşmasına ve toplumda doğru yazım alışkanlıklarının benimsenmesine katkı sağlayabilir.
Türkçede bazı kelimeler var ki iki kelimeden oluşan birleşik kelimeler yerine göre ayrı veya bitişik yazılabilmektedir. TDK Türkçe Sözlük’te yer alan 60.000’den fazla kelime içerisinde yerine göre ayrı veya bitişik yazılan kelimelerin sayısı 42’dir. Bu kelimeler şunlardır:
altıparmak | Bir tür iri palamut balığı. |
altı parmak | Parmak sayısı 1 fazla olan kişi |
arı kovanı | Arıların içinde bal yaptıkları çeşitli maddelerden yapılmış yuva; petek. |
Arıkovanı | Yengeç takımyıldızı yöresinde bir yıldız kümesi. |
atlıkarınca | Yere dikilmiş bir eksen çevresinde döndürülen askılara takılı oyuncak at, uçak vb.nden oluşan bir eğlence aracı: |
atlı karınca | İri bir tür karınca (Ponera grandis). |
ayakucu | Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultunun Dünya merkezine doğru olan yönü. |
ayak ucu | Yatan bir kimsenin veya yatılan bir yerin ayak tarafı: |
balıketi | Kilosu ortalamanın biraz üstünde olan (kadın); balıketi, dolgun: |
balık eti | Omurgalılardan, suda yaşayan hayvanların yumuşak ve açık renkli eti. |
barbar | Uygarlaşmamış |
bar bar | “Yüksek sesle bağırmak; apaçık görünmek, ortada olmak” anlamlarına gelen bar bar bağırmak deyiminde kullanılan bir söz: |
başaltı | Gemilerde tayfa ve erlerin ön güverte altındaki koğuşları: |
baş altı | Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden ikincisi: |
baştankara | Baştankaragillerden, Kuzey Afrika, Avrupa ve Asya’da yaşayan, böcek yiyerek tarıma yararlı olan, çeşitli renklerde, oldukça kısa, güçlü ve sivri gagalı bir tür kuş (Parus major). |
baştan kara | Geminin başı karaya gelecek biçimde. |
başucu | Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultunun gökyüzüne doğru olan yönü. |
baş ucu | Yatılan bir yerin baş konulan yönü veya yakını |
beberuhi | Kısa boylu erkek: |
Beberuhi | Karagöz oyununda kısa boylu erkek karakterin adı. |
birebir | Etkisi kesin olan |
bire bir | Ölçü, miktar vb. özellikleri eşit olan. |
camgöz | Deniz kıyısına yakın yaşayan, yanlarında veya sırtında beyaz lekeleri bulunan, gözü parlak olan, eti yenebilen bir tür köpek balığı (Galeius canis): |
cam göz | Zarar görmüş gözün yerine sonradan takılan göz. |
cırcır | Fermuar |
cır cır | Geveze |
çıtçıt | Üzerinde dikili bulundukları şeyin iki kenarını üst üste getirerek birleştirmeye ve tutturmaya yarayan, iki parçadan yapılmış metal nesne; fermejüp |
çıt çıt | Birbiri ardınca çıkan çıtırtılı ses. |
defneyapragı | Hanigillerden, lüferin küçük boylularına verilen özel bir ad (Pomatomus saltatrix): |
defne yapragı | Baharat olarak kullanılan defnenin yaprağı. |
denizaltı | Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş veya araştırma gemisi; tahtelbahir: |
deniz altı | Deniz altında bulunan |
elverme | Yetmek, yetecek kadar olmak |
el verme | Halk hekimliği ile uğraşan kimse bilgilerini bir başkasına öğretmek. |
gözaltı | Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması; gözetim, nezaret. |
göz altı | Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm. |
herhâlde | Büyük bir ihtimalle; yalım, herhâl: |
her hâlde | Kesinlikle |
iki yüzlü | İki taraflı kullanılan |
ikiyüzlü | Özü sözü bir olmayan; yüze gülücü, yalabık, riyakâr, mürai: |
kıl kuyruk | Zayıf, çelimsiz olan: |
kılkuyruk | Ördekgillerden, uzunluğu 55-65 santimetre, kuyruğu sivri, tüyleri ak yeşil karışık, gagası, ayakları mavi bir tür kuş (Anas acuta). |