İnternet Folklora Düşman mı?
İnternet insanların birbirleriyle iletişim kurma şeklini inanılmaz şekilde değiştirdi. Geçtiğimiz yüzyıllarda insanlar, mesajlar ve hikâyeleri iletmek için söze, mektuplara, mağara çizimlerine, taş tabletlere ve telgraf makinelerine güveniyorlardı. Bilgisayarlar, uydular ve cep telefonları bu iletişim kanallarının hepsini değiştirdi. Metin, resimler ve videolar internet üzerinden anında dünyanın herhangi bir yerine anında akar hale geldi.
İletişimdeki bu temel değişim, kültürümüzü ve geleneklerimizi şüphesiz değiştiriyor. Yani kolektif folklorumuzu da değiştiriyor.
Folklorun, sorulan kişiye bağlı olarak değişen birçok tanımı olmakla birlikte yaygın kanıya göre folklorun “bir topluluğun paylaşılan bir yaşam biçiminin sürdürüldüğü ve geçtiği kültürel yollardan” oluştuğu belirtilir.
Bu topluluklarda sadece iki kişi olabileceği gibi milyonlarca kişi de olabilir. Ancak bu toplulukların dans, şarkı, yemek tarifleri, efsaneler, egzersizler, evcil hayvanlar, video oyunları, Whats App grupları, moda anlayışları ve hatta grafiti gibi onları birleştiren ortak bir faktöre sahip olmaları gerekir. Tüm topluluk üyeleri tipik olarak alt kültürlerinin temel kavramları hakkında bazı fikirlere sahiptir.
İnternetin dijital yollarının günümüz folkloru için kritik öneme sahip olduğu açıktır. İnternet 1990’ların başında ilk kez ivme kazandığında, birçok folklorist bu yeni teknolojiyi bir materyal kaynağı olarak algıladı.
Bugünlerde, 1990’lar pratikte eski tarihlerdir. İnternet, tüm hayatımıza derinden etkilemektedir. En basit düşünceyle ailemize ve arkadaşlarımıza iletişimimizi sağlayan tartışılmaz bir kültürel güç. Çevremizdeki dünyayı algılama şeklimiz derinden etkilendi. Ve pek çok durumda, internet neredeyse kesin ve düşünülemez bir iletişim seviyesine izin vermesine rağmen, eski araçların yapmadığı şekillerde bizi de izole etti.
Fakat insanlar iletişimi yüz yüze veya çevrimiçi gerçekleştirse de, toplumun gruplarında ve alt bölümlerinde diyaloga doyumsuz bir ihtiyacı var. İnternet, geleneğimizi ve kültürel miraslarımızı birbirimize aktarmamıza yarayan değerli bir araçtır.
Folklorun, dijital dolaysızlık (aracısız hizmet vermesi) çağında nasıl değiştiğini ve dikkat sürelerinin kısaldığını göreceksiniz. Bu noktada insanlar sabırsız ve doyumsuz olsa da insanlığın kalıcı folklor ürünlerini iletmede e-posta veya yazılı mesajlaşma çağında bile esnek davrandığını ve folklorun güçlü olduğunu görebilirsiniz.
Birçok insan için, “folklor” tozlu raflarda kalmıştır ve bu insanlar folklor denilince peri masallarına, mitolojik yaratıklara, masallara, atasözlerine kayan bir zihinsel şemaya sahiptir.
Ancak, daha önce belirttiğimiz gibi, folklor, en az bir şeyi ortak paylaşan bir grubun hikâyeleridir. İşte bu gerçekten hareketle günümüzün yenilenen internet çağında, folklorun şuanki toplumumuz üzerinde etkisini kabul etmeyen yoktur. Ancak bu etkinin müspet veya menfi yönde olduğu noktasında farklı görüşler mevcuttur.
Gerçek şu ki, teknoloji folkloru mahvetmiyor. Bunun yerine, onu zenginleştiriyor. Folklor çalışmalarının öncülerinden olan Alan Dundes, folkloru öldürdüğü düşünülen teknolojinin, olumsuz olduğu korkusunun büyük ölçüde abartıldığını belirtmektedir.
Dundes, telefonlar, radyolar ve bilgisayarlar gibi teknolojilerin folklorun yayılmasını şaşırtıcı bir şekilde hızlandırdığını belirtti. Geçmiş nesillerdeki hikâyeler; günler, haftalar veya aylar içerisinde yayıldı. Şimdi, internetin gücü sayesinde, aynı masallar dijital bir sel gibi hızla yayılmakta.
Teknoloji ve folklor arasındaki dansta, daha hızlı yayılma imkânından daha fazlası var. 2005’teki ölümünden önce Dundes, bilgisayar folklorunun modern folklorun belirleyici bir özelliği olacağını söyledi. Bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve internet, sayısız alt kültürün temelini oluşturmaktadır. İnternet, şakaların içinde birbirine bağlı büyük bir blok değilse, nedir? YouTube, Facebook, İnstagram, Twitter vs. gibi sitelerde insanlar yorum bölümlerinden arkadaşlarıyla iletişim kurmak için belirli bir dil kullandığı aşikârdır. Her site, o sitenin jargonunu bilen kişilerce hemen anlam ifade eden, ancak bir grubun aşina olduğu, aşina olmayan insanlardan şaşkın bakışlarla okuduğu ortak yorumlar (öyküler) içermektedir.
Örneğin, Facebook her zaman her türlü dijital ortamda bir yer edinmiştir. Hevesli Facebook kullanıcılarının en sık talep ettiği şeylerden biri, profillerinde kimin gözetlediğini görmelerini sağlayan bir uygulamalardır. Bu tür bir uygulama, potansiyel yeni takipçilerin belirlenmesine ya da hangi eski takipçinin takibine devam ettiğinin belirlenmesine olanak sağlamaktadır.
Elbette, Facebook profilinizi kimlerin görmeye çalıştığını görmenize izin veren bir uygulama yoktur. Facebook böyle bir programa izin verirse, her türlü gizlilik politikalarına ters düşecektir. Ancak bu gerçek, sahte uygulama geliştiricilerin böyle bir uygulama için ortak bir talepten yararlanmaya çalışmasını durdurmaz.
Daha da tuhaf bir durum vardır ki o da, YASAL UYARI, … sayılı kanun gereğince artık devlet… diye başlayan metinlerin tüm insanlar tarafından mutlaka yapılması gereken bir tebliğ olduğu ve kendilerini hukukî sorumluluktan kurtaracağı düşüncesinin insanlarca kabul görmesidir.
İnternet, şehir efsaneleri, söylentileri ve açık yalanlarla iç içedir. Bazen birkaç hızlı Google araması, bu bilginin gerçek olup olmadığını sorgulamaya olanak verir. Aksi halde, başkalarının araştırmalarına güvenmek zorundasınız. Bu yüzden Teyit.org gibi siteler çok ilginç şekilde sıkça takip edilmektedir.
Teyit.org gibi siteler internet folklorunun bir yansımasıdır. İnterneti gezen kişilerin kaygıları ve ilgilerine anında bir göz önüne alıyorlar. Dedikodular ve şehir efsaneleri, insanların kendilerini ön plana çıkarma istekleri nedeniyle internette hızla yayıldı. İnternette, insanların popüler içerik parçalarını (İnternet jargonunda copy-paste olarak adlandırılır.) kopyalayıp yapıştırma işlemi yaygındır, bu daha sonra forumlara ve sosyal ağ sitelerine yayılmaktadır. Yani yayılan bilgi ister gerçek olsun ister gerçek dışı yayılma hızı eskiye göre çok daha süratlidir.
Teknoloji bizleri, ellerimize teknolojik aletleri almaya zorluyorsa bizler de bu aletlerin içerisine doğru kültürel mirasımızı yerleştirmeye zorunluyuz.
günümüzün cok onemli bir sorununa deginmissiniz,fikrinize sağlık…