E Şıkkı Fobisi
Sınavlar hayatın bir gerçeği ve bu koşullar altında epey bir süre hayatımızdan çıkmayacak gibi. Bu şartlar altında öğrenciler bir üst eğitim kurumuna geçerken bir tür sıralama sınavına tabi tutulup başarıları, yetenekleri, ilgileri nispetinde eğitimlerine, yeni bir kurumda devam etmekteler. Bu durum da beraberinde birtakım olumsuzlukları getirmektedir. Çocuklar, hayatlarını belli dönemlerini bahse konu sınavlara hazırlık ile geçirmekte ve bazen aşırı emek ve mesai harcamaktadır. Bununla birlikte yapılan sınavın telafisi söz konusu değilse tek sefer yapılacak bir sınavsa heyecanları birkaç kat daha artmakta ve kaygı düzeyi yükselmektedir. Yapamayacağı, hedeflerine ulaşamayacağı endişesiyle çocuklarda uykusuzluk, çarpıntı, kâbus görme, terleme, titreme, mide bulantısı, baş ağrısı gibi belirtiler görülürken davranışsal olarak gerginlik, sinirlilik, öfke, karamsarlık, mutsuzluk, isteksizlik gibi belirtiler de ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler normal yaşam koşullarında, gündelik hayatta zuhur eden emareler olsa asıl kaygının yükseldiği nokta, test veya deneme çözerken gözlenmektedir.
Çalışan, gayret gösteren orta ve üst düzey bazı öğrencilerde gözlemlediğim bir durum yine sınav kaygısıyla ilgili. Bu seviyede bazı öğrenciler soru öncülünü ve metnini okuduktan sonra A şıkkından başladıkları cevap şıklarında E şıkkına yaklaştıkça ellerinde ve seslerinde titreme gözlenmektedir. Cevap şıklarında sona yaklaştıkça soruyu çözemeyeceği korkusu ve kaygısı ön plana çıkarak psikolojik ve edimsel belirtiler gözlenmektedir. Henüz literatüre girmese de biz buna “E şıkkı fobisi” ismini verebiliriz.
İnsanlar çocukluk ve gençlik yıllarında hayalleri gerçekleştirmek için hızlı davranmazlar çünkü bunlar için yeterince zamanlarının olduğunu düşünürler. Ömrün sonuna geldiğini hisseden insanlar ise ya hayal kurmaktan vazgeçer ya da hayallerini bir an evvel gerçekleştirmek için tez canlı davranırlar. E şıkkı fobisinin de duyuşsal alt yapısında benzer düşünceler yattığı kanaatindeyim. Çocuk D şıkkını okumaya başladığında ve D şıkkının doğru cevap olmadığını anladığı anda soruyu yanlış çözmüş/çözememiş düşüncesine kapılarak gereksiz bir kaygı hissetmektedir. Gereksiz diyorum çünkü aşağıda göreceğiniz veriler bu hissin beyhude olduğunu göstermektedir.
MEB veya ÖSYM’nin hazırladığı sorularda 4 veya 5 şıklı sorularda her test için şıkların doğru cevap olarak kullanım oranları eşit tutulmaya çalışılır. Bu bazen mümkün olmasa bile şıklar arasında oransal olarak uçurum söz konusu değildir. Bu sebeple E şıkkının da diğer şıklar kadar doğru cevap olabileceği unutulmamalıdır.
2013-2023 yılları arasında yapılan üniversiteye giriş sınavlarının 1. basamaklarında Türkçe dersi testlerinde cevap şıklarının kullanım oranları aşağıdaki gibidir.
Tablodan anlaşılacağı üzere oranlar birbirine yakın ve E şıkkı da diğer şıklarla hemen hemen aynı öneme sahiptir. Bu sebeple öğrencilerin E şıkkı fobisi yaşamasına lüzum yoktur. Tüm şıklarını aynı dikkat ve kaygı düzeyiyle okumaları sınav başarıları en az % 19 oranında etkileyecektir.
Birkaç kişinin aklına gelen soruya şimdiden cevap vereyim.
- Hiç gerek yok çünkü bu sefer de A şıkkı fobisi ortaya çıkar!