Sade Dil ve Hece Ölçüsüyle Yazılmış Şiir
Sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiir, Türk şiirinde kullanılan bir ölçü türüdür. Sade dil, Türkçe dilinin en yalın ve en anlaşılır hali olarak tanımlanır. Bu nedenle, sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirler genellikle anlaşılır ve anlamaya açık olma özelliğine sahiptir.
Hece ölçüsü, Türk şiirlerinde seslerin sayısına göre ölçülme sistemidir. Hece ölçüsünde, her bir dizede belli sayıda hece (ses) bulunur. Bu sayı, dize türüne göre değişiklik gösterir. Örneğin, 11 heceli dizelerde 11 tane ünlü harf bulunur.
Sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirler, Türk şiirinde yaygın olarak kullanılan bir tür olup Türkçe dilinin yalın ve anlaşılır yapısını korurken aynı zamanda da hece ölçüsünün ritmik özelliğini korur. Bu nedenle, sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirler, Türk şiirinde sıkça kullanılan ve sevilen bir tür olmuştur.
Milli Edebiyat döneminde coşku ve heyecanı dile getiren metinlerin (şiirlerin) genel özellikleri şunlardır:
1- Toplum için sanat anlayışına uygun “sade dil ve hece ölçüsüyle” milliyetçi şiirler yazılmıştır.
2- Şiir dili olarak İstanbul Türkçesi esas alınmış ve şiirler sade bir Türkçeyle yazılmıştır.
3- Halk şiiri kaynak olarak benimsenmiş ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
4- Milli kültür ve milli tarihle ilgili konular ele alınmıştır.
5- İmgelere çok başvurulmamış, kullanılan imgelerin ise kolay anlaşılır olmasına dikkat edilmiştir.
6- “Türkçeye, Türk dil bilgisi hâkim olacaktır.” görüşü savunulmuştur.
7- Tam ve zengin uyağın yanında yarım uyak da kullanılmıştır.
8- Duygudan ziyade fikir ön plandadır.
9- Eserler didaktiktir.
10- Bireysel temalar (aşk, gurbet, ölüm vb.) işlenir. Daha çok sembolist şairlerden etkilenilmiştir.
11- Manzum hikâyelerde toplumsal sorunlar işlenmiş, halkın yaşayışı ve değerleri anlatılmıştır. Günlük konuşma diline ve halk söyleyişlerine, deyim ve atasözlerine yer verilmiştir. Manzum hikâyeler, belli bir olaya dayalı şiirlerdir. Bu şiirlerde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Tür özellikleri bakımından mesneviyle benzerlik gösterir.
Milli Edebiyat Dönemi Şiir
Milli Edebiyat akımı, şiiri diğer edebî türlerden ayrı bir yere koymuştur. Genç Kalemler’de şiir “yalnız sanatçıya ait şahsi bir mesele, estetik bir haz vasıtası” olarak ele alınmıştır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde Milli Edebiyat, Fecr-i Ati’nin bireysel sanat anlayışından pek de farklı bir özellik göstermez. Ancak Yeni Lisan makalesinde ortaya konulan dil anlayışı ve aruz yerine hece ölçüsünü kullanmaları açısından Fecr-i Ati’den ayrılırlar.
Bu dönemde şiir anlayışı çeşitlidir. Bir yandan Servet-i Fünun zevk ve anlayışını sürdüren Tahsin Nahit ve Cenap Şahabettin gibi sanatçılar varlığını sürdürürken onların dışında üç tür şiir anlayışı ortaya çıkmıştır. Bunlardan “sade dil ve hece ölçüsüyle yazılmış şiirleri” Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul temsil eder. “Saf (öz) şiir” anlayışını Yahya Kemal ve Ahmet Haşim temsil etmiş; “Halkın yaşayış tarzını ve değerlerini anlatan manzumeler”in temsilcisi ise Mehmet Akif’tir.
verdiğiniz detaylı bilgilerden ötürü çok teşekkür ederim
detaylı ve akıcı bir makale olmuş kaleminize sağlık
epeyce faydalı bir makale oldu benim için karşılaştığıma sevindim
detaylı bir bilgilendirme olmuş fayda gördüm teşekkür ederim
detaylı bir makale olmuş epey faydasını göreceğimi düşünüyorum teşekkürler
Detaylı bir içerik olmuş. Üstelik de akıcı. Teşekkürler